|
Samanyolu galaksisi; yalnızca büyük bir spiral galaksi olmayıp, milyonlarca ışık yılına uzanan büyük bir imparatorluğun merkezidir. Samanyolu'nun imparatorluğun merkezi oluşunun nedeni; çevresinde bulunan 10 tane galaksiyi çekimsel olarak yönetmesidir.
Samanyolu galaksisi birçok galaksiden daha büyük, daha parlak ve daha büyük bir yoğunluğa sahiptir. Bu nedenle çekim kuvveti çok küçük olan 10 tane sönük galaksi, aynen bir gezegenin etrafında dolanan uydular gibi dolanmaktadır.
Samanyolu galaksisi; yalnızca büyük bir spiral galaksi olmayıp, milyonlarca ışık yılına uzanan büyük bir imparatorluğun merkezidir. Samanyolu'nun imparatorluğun merkezi oluşunun nedeni; çevresinde bulunan 10 tane galaksiyi çekimsel olarak yönetmesidir.
Bu uydu galaksiler bize Galaksimizin çok büyük kütleli bir
galaksi olduğunu değil aynı zamanda Galaksimizin oluşumu hakkında da bilgiler
vermektedir.Samanyolu galaksisi çok büyük olduğundan astronomlar ışık yılı yerine
kiloparsek birimi kullanmaktadır (1 kpc = 3260 ışık yılı). Örneğin; Güneşimizin
, Galaksi merkezine olan uzaklığı 8.5 kpc, Galaksi diskinin çapı 35 kpc, Samanyoluna
en yakın uydu galaksi 50 kpc ve en uzak uydu galaksi ise 250 kpc uzaklığındadır.
Samanyoluna benzeyen en yakın büyük spiral galaksi ise 700 kpc uzaklığındaki
Andromeda galaksisidir. Galaksi imparatorluğunu oluşturan 10 galaksi iki gruba
ayrılır. İlk grup iki tane Magellan bulutsusundan oluşur. Bu Magellan bulutsuları,
Samanyolu galaksisinin uyduları olmakla beraber en yakın iki üyesini oluşturur. Diğer
ikinci grup ise hemen hemen hiç kimsenin bilmediği 8 galaksiden oluşur.
Galaksimizin Tacındaki Mücevherler
Magellan bulutsuları, galaksi imparatorluğunun tacındaki
mücevherleridir. Samanyolundan daha küçük olmalarına karşın küçük galaksi
değillerdir. Şimdi bu bulutsuların bazı fiziksel özelliklerini inceleyelim (Tablo 1)
Tablo 1. Yukarıda iki yakın üyemiz ile Galaksimizin
bazı fiziksel parametreleri verilmiştir.
Galaksinin Adı | Uzaklık (kpc) | Çap (kpc) | Kütle (Mo) | GörünenParlaklık |
Büyük Macellan Bulutsusu | 50 | 10 | 2 x 1010 | 0m.5 |
Küçük Macellan Bulutsusu | 60 | 8 | 2 x 109 | 2m.5 |
Samanyolu Galaksisi | --- | 35 | 5.2 x 1012 | --- |
Tablodan da görüleceği gibi Galaksimiz, her iki Magellan
bulutsusundan daha büyüktür. Bu bulutsulara Magellan isminin verilmesinin nedeni ,
Fernao Magellan'ın Dünya çevresini dolaşırken güney yarım kürede gördüğü bu
bulutsulara kendi ismini vermesindendir. Magellan bulutsularına bakıldığında (Şekil
1-2) Şekillerinin düzensiz olduğu görülür.
Şekil 1. Küçük Magellan Bulutsusu, Galaksimizin en
yakın üyelerinden olup düzensiz galaksiler sınıfındandır.
Bu yüzden bu galaksiler, Hubble sınıflamasına göre Düzensiz galaksiler grubuna
girmektedirler. Magellan bulutsularında yıldız üretimi hızlı bir şekilde
olmaktadır. Bunu da astronomlar; birçok kırmızı , sarı ve mavi süperdev
yıldızları gözlemek suretiyle anlamaktadırlar. Bilindiği gibi süperdev
yıldızların kütleleri çok büyüktür. Böyle büyük kütleli yıldızlar evrimleri
gereği çabuk yaşlanırlar. Bu duruma örnek olarak 1987 yılında Büyük Magellan
bulutsusunda patlayan Süpernovayı verebiliriz.
Bizim Galaksimizde yıldız oluşumu bundan 15 milyar yıl önce başlamış ve
günümüze kadar süre gelmiştir. Fakat Magellan bulutsularında yıldız oluşumu
düzenli olmayıp, yıldız oluşum hızında bir artış gözlenmiştir. Yapılan
araştırmalar en son yıldız oluşumundaki bu patlamanın 100 milyon yıl önce
başladığını göstermektedir.
Astronomlar yıldız oluşumunun artması sonucunda iki farklı popülasyon türü
keşfetmişlerdir. Bu popülasyonun ilki bundan 10 ila 15 milyar yıl önce meydana
gelmiştir. İlk popülasyon yıldızları evrimlerinin tamamlıyarak ikinci popülasyonun
meydana gelmesini sağlamışlardır. İkinci popülasyon yıldızları ise bundan 3 ila 5
milyar yıl önce meydana gelmişlerdir. O zamandan sonra da yıldız oluşumu bir
durgunluk içersine girmiştir. Fakat bundan 100 milyon yıl önce bulutsularda yine
büyük sayılarda yıldız oluşumu bağlamıştır.
Neden yıldız oluşumları Magellan bulutsularında hızlandı? Niye bu işlem
Samanyolunda olduğu gibi yumuşak ve devamlı değil? Acaba bunun nedeni bizim Galaksimiz
olabilir mi?
Şekil 2. Güney yarımküreden çıplak gözle bile
görülebilen Büyük Magellan Bulutsusu, düzensiz galaksiler için iyi bir örnektir.
Büyük bir olasılık ile Magellan bulutsuları eliptik bir yörüngede Samanyolunun
etrafında dönmektedir. Bu durumda bulutsular bazen Samanyoluna yaklaşırlar, bazende
uzaklaşırlar. Astronomlar bulutsuların gerçek yörüngelerini bilmemelerine rağmen
bulutsuların bir dairesel yörünge oluşturmaları için birkaç milyar yıl geçmesi
gerektiğine inanmaktadırlar.
Her birkaç milyar yılda Magellan bulutsuları, Samanyoluna yaklaşır. Böylece Magellan
bulutsuları Samanyolunun şiddetli çekim kuvvetine maruz kalırlar. Bu durumda Magellan
bulutsularındaki gaz ve toz, toplanarak yoğunlaşır ve yıldız oluşum hızı artar.
Eğer düşünülen bu model doğru ise Magelllan bulutsuları bize çok yakın
olmalıdır. Çünkü bu iki Magellan bulutsusunda sürekli olarak büyük sayıda
yıldız üretilmektedir.
Güzel bir spiral galaksi insanda büyük bir hayranlık uyandırırken Samanyolu
cüceleri bu hayranlığı uyandırmaz. Cüce galaksiler insanda bir hayranlık
uyandırmasa bile astronomlar için bu tip galaksiler çok önemlidir. Çünkü cüce
galaksiler diğer hayranlık uyandıran galaksilerden sayıca daha üstün ve evrendeki
karanlık maddenin bilinmesi için önemli bir ölçüttür.
Galaksimizin etrafında bulunan 8 cüce galaksi inkar edilemiyecek kadar küçüktürler.
Fiziksel özelliklerine bakacak olursak çapları 1 veya 2 kpc ve kütleleri ise
yaklaşık 106 Mo kütlesi kadardır. Bu veriler altında cücelerin
çapları ve kütleleri, Magellan bulutsularından bile oldukça küçüktür.
Cüce galaksilerin yıldız yoğunluğu da diğer galaksilerin yıldız yoğunluğundan
oldukça azdır. Örneğin; Bir cücenin yıldız yoğunluğu, Samanyolu diskinin yıldız
yoğunluğunun %0.1 kadardır.
İşte bu özellikleri cüce galaksilerin keşfedilmesini zorlaştırmaktadır. Cüce
galaksiler ancak çok büyük teleskoplardan elde edilen fotoğraf plaklarının
incelenmesi ile bulunmuşlardır. İlk cüce galaksiyi 1938 yılında Harvard
üniversitesinde çalışan Harlow Shapley keşfetmiştir. Sharpley , Sculptor
takımyıldızı doğrultusunda aldığı fotoğaf plağını incelerken siyah bir leke
buldu. Önce bunu parmak izi sandı ama aynı siyah lekeyi diğer plaklarda da görünce
Sharpley, buna bir çeşit yıldız sistemi adını verdi.
Sharpley'in asistanları diğer plakları daha hassas araştırarak ikinci cüceyi
keşfettiler. Bu cüce ise Fornax takımyıldızında bulunuyordu. Sharpley'in yaptığı
hesaplara göre ikinci cüce birinci cüceden daha uzakta bulunuyordu.
1950 yıllarına gelindiğinde astronomlar Leo takımyıldızında iki yeni cüce galaksi
buldular. California'daki Palomar dağında bulunan 48 inc'lik teleskopla alınan fotoğaf
plaklarından Leo I ve Leo II cüce galaksileri keşfedilmiş oldu. İşte bulunan bu iki
cüce, galaksi imparatorluğunun en uzak iki üyesi idi (Şekil. 3).
Şekil 3. Anglo-Australian
Gözlemevinden alınan Leo I'e ait bir fotoğraf.
1955'de en yakın iki cüce galaksi keşfedildi. Bu cüceler, kuzey yarımküresinde yer alan Ursa Minor ve Draco idi. İkiside Polamar'dan çekilmiş fotoğraf plakları yardımı ile keşfedildiler. 1977'de yedinci cücede keşfedildi. Bu cüce ise güney yarımkürede bulunan Carina idi . Son olarak 10 Mart 1990 yılında Mike Irwin ve arkadaşları, sekizinci cüce olan Sextans'ı keşfettiler.
Tablo 2. Cüce galaksilerin bazı fiziksel özellikleri verilmiştir.
İsmi | V | Tip | Mv | d (kpc) | Çap (kpc) |
LMC | 0.1 | Irr | -18.5 | 50 | 9.5 |
SMC | 2.3 | Irr | -16.8 | 60 | 4.9 |
Ursa Minor | 12.0 | dE6 | -8.8 | 65 | 0.6 |
Draco | 11.0 | dE3 | -8.6 | 75 | 0.8 |
Sculptor | 10.0 | dE3 | -11.7 | 80 | 1.5 |
Sextans | --- | dE4 | -7.7 | 85 | --- |
Carina | --- | dE? | -9.0 | 95 | --- |
Fornax | 8.0 | dE3 | -13.6 | 140 | 2.2 |
Leo I | 9.8 | dE3 | -11.0 | 220 | 0.7 |
Leo II | 11.5 | dE0 | -9.4 | 220 | 1.0 |
Bu sekiz cüce galaksi küçük olmalarına rağmen farklıdırlar. Galaksimize en yakın
cüce galaksi 65 kpc uzaklıkta olup Ursa Minor (Küçük Ayı) takımyıldızında yer
almaktadır. Bu cüce galaksi ölüdür. Bütün yıldızları günümüzden 15 milyar
yıl önce oluşmuş ve galaksinin çoğu yıldızların evrimlerini tamamlamışlardır.
Bu birinci tip yıldızlarının evrimlerinin bitişi ile yıldızlararası ortama verilen
gaz ve toz , bu galakside ikinci bir yıldız türünün ortaya çıkışını
sağlayamamıştır. Bu durum, Galaksimiz ve Magellan bulutsularına göre oldukça
farklıdır. Samanyolundaki genç yıldızlar diğer yaşlı yıldızların
yıldızlararası ortama verdiği toz ve gazdan oluşur. Ursa Minor o kadar küçüktür
ki, yıldızların evrimlerinden dolayı dışarıya verdiği maddeyi çekimsel olarak
tutamayarak yeni yıldızların oluşmasını sağlamayaz. Atılan madde ise Samanyolu
tarafından yutulur.
Cüce Galaksiler
Galaksimize en yakın ikinci cüce galaksi Draco da, Ursa Minor'e benzer bir özellik
gösterir. Samanyolundan 75 kpc uzaklıkta yer alan Draco'nun yıldızları da yaklaşık
olarak Ursa Minor yıldızları kadar yaşlıdır. Yapılan gözlemlerde, cüce
galaksilerde daha yaşlı bir yıldız oluşumuna rastlanmamıştır. İlk defa Samanyolu
cücesine benzer yıldız bizden 80 kpc uzaklıkta bulunan Sculptor galaksisinde
bulunmuştur. Scuptor pozisyon itibariyle, Ursa Minor ve Draco galaksilerinin aksi
yönünde bulunmaktadır. Galaksinin çapı 2 ila 3 kpc olup Ursa Minor ve Draco'dan
birkaç kat daha büyük ve daha parlaktır. Scuptor'un yıldızları çok yaşlı
olmasına rağmen Ursa Minor ve Draco'dakilerden biraz daha genç görünmektedir. Galaksi
imparatorluğunda en yeni tanınan galaksi, Sextans takımyıldızında ve Samanyolundan
85 kpc uzaklığındaki Sextans cücesidir. Bu galaksinin ışıma gücü o kadar azdır
ki, Galaksimizde bulunan sönük bir yıldızından bile daha parlak değildir.
Astronomlar, henüz bütün yıldızların yaşlı olup olmadığını bilememektedirler.
Galaksimize dördüncü uzak cüce, 95 kpc uzaklıkta yer alan Carina galaksisidir.
Carina'nın yıldızları, Ursa Minor, Draco ve Scuptor'un yıldızlarından daha genç ve
yaklaşık olarak 7 ila 8 milyar yıl yaşındadırlar. Astronomlar daha sonra
yaptıkları araştırmalarda Carina'da yaşları 15 milyar olan yaşlı yıldızları
keşfettiler ama bu yaşlı yıldızların sayılarının gençler kadar çok olmadığı
görüldü.
Carina' dan daha da uzaklara gidildiğinde Fornax galaksisi ile karşılaşılır. Fornax,
8 cücenin en parlağı ve en büyüğüdür. Yapılan hesaplar Galaksimizden 140 kp
uzakta olduğunu göstermektedir. Galaksinin çapı 7 kpc ve kütlesi 2 x 107 Mo
dir. Fornax'ın, Samanyolu ve Magellan bulutsularındaki yıldız kümelerine benzeyen
yıldızları vardır. Fornax galaksisinde genç ve yaşlı yıldızlar bulunmaktadır. Bu
galaksinin en genç yıldızları 3 milyar yıl yaşındadır. Galaksi imparatorluğunun
en uzak 2 üyesi Leo I ve Leo II Galaksimizden 220 kpc uzağında yer alır. Bazı
astronomlar Leo I ve Leo II nin Galaksimizin müthiş çekim kuvvetinden kaçtığına
inanmaktadırlar ama son araştırmalar hem Leo I hem de Leo II'nin hala imparatorluğun
bir parçası olduğunu göstermekdir (Şekil 4) ve (Tablo 2).
Şekil 4. Galaksimiz ve 10
arkadaşının 3 boyutlu koordinat sistemindeki konumları.
Magellan bulutsuları ve 8 cücelere ek olarak Galaksimiz, daha uzakta bulunan cüce
küresel yıldız kümelerine de hükmetmektedir. Bu küresel kümeleri, Galaksimizden 100
kpc den daha uzakta bulunmaktadır. Astronomlar bu kümeleri incelediklerinde kümenin
bazı yıldızlarını tek tek ayırt edebilmişlerdir. 1983'de Edinburg'daki Royal
gözlemevinden Michael Hawkins, bir RR Lyrae yıldızı keşfettiğini astronomi
dünyasına bildirdi. Aynı zamanda Seatle'daki Washington Üniversitesinden Bruce Margon
ve arkadaşları, 120 kpc uzaklıkta kırmızı dev bir yıldız keşfettiler. Birçok
astronom bu kolonileri inceleyerek elde ettikleri verilerden Galaksimizin yapısını daha
iyi bir şekilde anlayabileceğimizi söylemektedir. Bu galaksilerin bize öğrettiği en
açık şey ise Galaksimizin bu 10 cüceye göre çok büyük olduğu ve Fornax, Leo I,
Leo II gibi uzak galaksileri çekimsel olarak imparatorluğunun birer üyesi yapmış
olmasıdır. Bilindiği gibi çekim kuvveti kütlenin bir fonksiyonu olduğundan
Galaksimizin 10 cüceyi yönetmesi için kütlesinin çok büyük olması lazımdır.
Galaksimizin kütlesini hesaplamak istersek, 10 cücenin radyal uzay hızlarını
ölçmemiz gerekmektedir. Bu galaksilerin hızı ne kadar büyük olursa olsun, Galaksimiz
bu cüceleri imparatorluğun birer parçası olarak tutar.
Bir galaksinin radyal hızı, galaksinin spektrumunun incelenmesinden elde edilen
kırmızıya kayma miktarının Doppler formülünde kullanılması ile bulunur.
Galaksimizin kütlesini hesaplamak, bu bilinmeyen hızlar hakkında yapılan
çalışmalara bağlıdır. Böyle bir çalışmayı 1989 yılında Arizona Üniversitesi
astronomlarından Dennis Zaritsky ve arkadaşları Galaksimizin kütlesini, uydu
galaksilerin radyal hızlarını ölçmek suretiyle hesaplamışlardır. Yapylan
hesaplamalar Galaksimizin kütlesinin 4 x 1011 ila 5 x 1012 Mo
arasında değiştiğini göstermektedir. Kütlenin iyi bir şekilde tayin edilebilmesi
için galaksilerin radyal hızlarının iyi bir şekilde ölçülmesi gerekmektedir.
Galaksi imparatorluğunun en uzak üyeleri bizlere Galaksimizin oluşumu hakkında
ipucları verebilir. 1962'de Olin Eggen, Donald Lynden - Bell ve Allan Sandage (kısaca
ELS) bir Galaksi oluşum modeli geliştirdiler. ELS olarak bilinen bu modele göre;
Galaksimiz bir tek ilkel gaz bulutunun içe doğru çökmesi sonucu oluşmuştur. Bu
çökme iki kısımdan meydana gelmiştir. İlk çökmede Pop II adı verilen metalce
zengin olmayan ve yaşlı yıldızlar meydana gelmiş, daha sonra ki ikinci çöküşte
ise Pop I adı verilen, metalce zengin ve Galaksimizin diskinde yer alan genç yıldızlar
oluşmuştur.
1978 yılında Leonard Searle ve Robert Zinn Galaksimizin oluşumu hakkında alternatif
bir model sundular. ELS nin önerdiği modelin aksine Galaksimizin daha karmaşık olarak
oluştuğunu söylediler. Searle ve Zinn Galaksimizin, Magellan bulutsuları ve 8 cüce
gibi küçük galaksiler olarak doğduğunu ve birbirleriyle çarpışması ile
oluştuğunu söylediler. Bu çarpışmalarla yığılma büyüdü ve çekim kuvveti
arttı. Çekim kuvvetinin büyümesiyle de, yeni oluşmakta olan Galaksimiz evremizde
bulunan daha çok galaksiyi çekti. Bu işlem Samanyolunun Güneş'in kütlesinin 1012
katına erişinceye kadar sürdü.
Samanyolunun, küçük savunmasız galaksilere karşı hala bir iştahı vardır.
Cücelerin en yakını olan Ursa Minor büyük bir hızla Galaksimize yaklaşmaktadır.
Bir kısım bilim adamı, Ursa Minor'un bu gidişte Galaksimizle çarpışabileceğini ve
hatta Ursa Minor'un yıldızlarını kendi bünyesine alabileceğini söylüyorlar.
Yapılan gözlemlerde astronomlar, Magellan Bulutsuları ile Galaksimizin arasında bir
"hidrojen köprüsü" keşfettiler. Bu olayın
anlaşılmasıyla, bir gün Magellan Bulutsularının da Galaksimizle çarpışacağı
kanısı kuvvetlenmiş olmaktadır.
Kaynaklar
Astronomy Picture of the Day (http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/astropix.html)