İleri devletlerin olağan bilim programlarının vazgeçilmez konusu olan Güneş, fizik ve astrofizik bakımdan çok önemli bir araştırma alanıdır. İç yapısı, yüzeyi ve dış atmosferi oldukça iyi anlaşılabilen yegâne yıldız olması, onu temel fiziksel ve astrofiziksel kavramları, akışkanlar mekaniğini, ve magnetohidrodinamik davranışları çalışmak ve anlamak bakımından eşsiz kılar. Öyle ki, meselâ, eğer öncelikle Güneş´te keşfedilmiş ve anlaşılmış olmasalardı; yıldız lekeleri, prominensler, diferansiyel rotasyon, akı tüpleri, parlamalar, koronal x-ışın yayları, çevrimsel değişimler gibi pek çok yapı ve işleyiş bulgusundan mahrum kalacak bir yıldız astrofiziği alanı, her halde çok daha verimsiz olurdu. Zira, yıldız ışınımına yansıyan pek çok özellik, ancak Güneş üzerinde çalışılabildiği ölçüde anlaşılabilirdir.
Güneş, gözlenen fakat henüz çözülemeyen özellikleriyle de bilimin itici gücüdür. Yıldız fiziğinin de temel problemi olan özel bir örnek, yalnızca 6000°C sıcaklıklı yüzeyi kuşatan milyon derecelik bir koronanın varlığının hâlâ yeterince anlaşılamamış olmasıdır. Bu önemli problem sadece 70–80 km´lik bir ölçekte meydana gelen magnetik enerji bırakımı ile ilgili görünmekte, çözümüne yönelik daha ileri adımlar için çözünürlüğü 0.1 yay saniyesinin altında olan detaylı gözlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Daha genel olarak, konveksiyon, magnetik alan ve radyatif transfer arası ilişki ve etkileşimlerin yüksek zamansal, uzaysal ve tayfsal çözünürlükle incelenmeleri, Güneş fiziğinde öne çıkan çalışma konularıdır. Bu ilişki ve etkileşimlerin çözülmesiyle, yıldız atmosferlerinin anlaşılmasında çok önemli bir adım daha atılmış olacaktır.
Yeterince değinilen bilimsel önemi ve ayrıcalığı bir yana, yıldızımızın sergilediği ışınımsal ve taneciksel enerji değişimlerinin, yakın uzay çevremizi, hatta atmosfer ve iklimimizi kayda değer derecede etkilediği, bu suretle yaşantımıza yansıdığı da önemli bir gerçektir.
Anlatılanlar ve alternatif enerji kaynağı olması gibi konu dışı sebeplerle Ülke bilim politikamızın en önde gelen konularından olması gereken Güneş, bölümümüzün geleneksel çalışma alanlarındandır. İstanbul Üniversitesi Gözlemevi´nde 12 ve 13 cm açıklıklı mercekli teleskoplarla 1940´lı yıllarda başlatılan düşük uzaysal ayırmalı Güneş gözlem ve çizimleri küçük tadilatlarla yakın zamana kadar devam ettirilmiş, mevcut haliyle değişen şartlara ve artan ihtiyaca artık cevap veremeyen bu çalışmalara yeni bir yön verme ihtiyacı doğmuştur. Bu amaçla düşünülen kapsamlı projeler çerçevesinde önemli adımlar atılmış; rutin gözlem ve değerlendirme, arşiv ve uluslararası katılım, akademik çalışma, lisans ve lisansüstü öğretim, halka ve eğitim kurumlarına yönelik popüler bilim gibi konularda, mevcut sistemi ve faaliyetleri büyük ölçüde değiştirecek bir yeniden yapılanma dönemine girilmiştir.
Ülkemizde yapılan Güneş ve Güneş benzeri yıldız çalışmalarını konu edeceğimiz Sempozyum´da hızla yaygınlaşmasını dilediğimiz alt yapı yatırımlarına da değinmeyi, bir panel kapsamında Güneş´in mevcut durumunu ve muhtemel geleceğini enine–boyuna tartışmayı düşünüyoruz.
Yenilenen teleskop ve kubbemizin açılışını da içeren ve sonuçları bir kitap haline getirilecek olan sempozyumumuza katılımınız, Ülkemiz´de yapılan Astronomi çalışmalarının geleceği açısından önemli bir teşvik olacaktır.
Saygılarımla,
Prof. Dr. M. Türker ÖZKAN
İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı